10 Nisan 2014 Perşembe

Şimdilik - Muzaffer Tayyip Uslu



İtiraf etmeliyim ki Muzaffer Tayyip Uslu'yu, (ve doğal olarak Rüştü Onur'u) oyunculuğunu, yönetmenliği ve kendisini ayrı ayrı sevdiğim Yılmaz Erdoğan'ın, çok konuşulan, çok sevilen ve çok sevilmeyen filmi "Kelebeğin Rüyası" ile tanıdım.

Tek tük şiir kitabı okuduğum olurdu önceden fakat günün birinde içten içe şiire ilgimin artacağını biliyordum, işte o günler geldi çattı ve şiir benim için daha fazla şey ifade etmeye başladı. İşbu sebeple İkinci Yeni falan okumaya başladım ve saire.

Film sayesinde tanıdığım bu iki genç şairin hayatları beni çok etkilemişti, filmi de çok sevmiştim üstelik. Ve sık sık alışveriş yaptığım kitapçıda denk gelince, "alıp okuyayım artık yahu," dedim, aldım ve okudum.

Kitaba önsöz yazan Muzaffer Soysal, Muzaffer Tayyip Uslu'nun yakın arkadaşıdır ve gelen rica üzerine bu teklifi değerlendirerek önsözü kaleme alır. Muzaffer Soysal'ın önsözde sarf etmiş olduğu şu cümle çok hoşuma gitti: "Şiir üzerinde araba dolusu söz söylemek neye yarar? Şiirin kendisi güzel ve cana yakın olmalıdır ki en katı yüreklilere bile tesir edebilsin. Ondan uzun uzadıya bahsetmek asıl davanın elden kaçırılmasına sebep olabilir."

Ve yine Muzaffer Soysal'ın söylediği şu cümle anlatıyor birçok şeyi: "Bu bakımdan, zevkine ve anlayışına eskidenberi hürmet ettiğim arkadaşımın bu küçük kitabını, iyiye ve güzele giden bu sanat yolu üzerinde atılmış kuvvetli ve samimi bir adım sayıyorum. Hemen şunu da ilave edeyim ki, Şimdilik, isminden de anlaşılacağı gibi, bir netice değil, bir "başlangıç"tır."

Görüldüğü üzere, bu kitap genç şairimiz Muzaffer Tayyip Uslu'nun edebiyat dünyasına adım attığı ilk "şey"i simgeliyor. Şimdilik, diyor Uslu, bu kadar. Ama devamı gelecek diyor. Daha çok şey yaşayacak bu beden ve daha çok şiir yazacak bu eller. Ama maalesef ki olmuyor. Çağın kanseri onu bu dünyadan alıp götürüyor. Yazacağı muhtemel nice güzel şeyler de o anda silinip gidiyor. Önce şair arkadaşı Rüştü Onur, sonra da kendisi. Genç yaşta yitirdiğimiz iki güzel, yetenekli şair.

Şiirleri haricinde gazete ve dergilerde yayımlanmış olan birkaç yazısı da mevcut kitapta. Onlardan birinde şöyle diyor Muzaffer Tayyip Uslu, ölen şair arkadaşı Rüştü Onur için: "Rüştü ölmüş... Ve ben daha şimdiden insanları yorulmadan sokakları yorulan bu küçük şehirde yalnızlığımı hissetmeye başladım." Üzücü.

Bu yazılar vesilesi ile Uslu'nun şiirde teşbih ve mecazlara karşı olduğunu da öğrenmiş oldum. Ve bence haklı da. İşte o cümlesi: "Şair harcıalem şeylere teşbih ve mecazlarla layık olmadığı bir değeri vermek için çabalayan bir sahtekar değil, bulanık düşünceleri berraklaştıran hakikat arayıcısıdır."

Ve şiir hakkında söylediği diğer birkaç cümle:

"İşte şair düşüncelerini en güzel şekilde ifade eden kimsedir."

"Şiir kelimelere tasarruf etme sanatıdır."

"'Şiirde insanı aramak' mürteci kafalı şovenlerin yaygaralarına ve terbiyesizce saldırmalarına kulak asmayarak sırf Türk edebiyatının selameti için insanı aramak... İşte genç Türk şairlerinin parolası."

Bu kısacık kitabındaki şiirlerini okumaktan büyük bir keyif aldım. Bazılarını Kelebeğin Rüyası'nda da duymuştuk zaten. O kadar naif, o kadar hüzünlü ama bir o kadar da neşe doluydu şiirleri. Şikayetçi olduğu şeyleri kağıda dökerken unutmadığı ve bizlere de sıklıkla hatırlattığı bir şey var. İşte onu şu dizeleriyle dile getiriyor Muzaffer Tayyip Uslu:

Şöyle bir etrafıma baktım,
Baktım ki yaşamak güzeldi hala.

Bence tanımalısınız bu genç ve ölümsüz şairimizi.

O, yalnız şiir yazardı.*

2 yorum:

  1. selam, ben de bu nafi şairinin şiir kitabını çok beğenmiştim :)

    http://mahrem-i-esrar.blogspot.com.tr/2013/03/simdilik-muzaffer-tayyip-uslu.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam.

      Beğenilmeyecek gibi değildi gerçekten, başarılıydı şiirleri. :) Erken kaybettiğimiz bir değer.

      Sil